AK Parti Grup Başkanvekili ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan, 10 ülkenin büyükelçisine iş adamı Osman Kavala’yla ilgili açıklamaları nedeniyle tepki göstererek, “Bu ülkede milletimizin seçmiş olduğu cumhurbaşkanını, başbakanını, bakanlarını, hükümetlerini alaşağı etmek isteyen, 17-25 Aralık yargı darbesi teşebbüsünde bulunan ve yine 15 Temmuz’da, çukur terörlerinde, her türlü Türkiye’ye karşı saldırıda destek verdiği için yargılanan bir şahsın salıverilmesini istemek elbette bir yaptırımı gerektirir” dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Denizli’de Dünya Gazeteciler Günü nedeniyle basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda soruları da yanıtlayan Özkan, 10 ülkenin büyükelçisinin iş adamı Osman Kavala’yla ilgili açıklamasının hatırlatılması üzerine, “Nasıl karar vermesi konusunda görüş beyan eden herhangi bir büyükelçi bugüne kadar bulundukları ülkeler tarafından istenmeyen insan ilan edilip sınır dışı edilmişlerdir. Örnekleri onlarcadır. Yakın tarihimizde Avrupa’da İspanya, Fransa, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri bunun sayısız örnekleriyle karşı karşıya kalmışlardır. İşte bu çerçevede bu ülkede milletimizin seçmiş olduğu cumhurbaşkanını, başbakanını, bakanlarını, hükümetlerini alaşağı etmek isteyen, 17-25 Aralık yargı darbesi teşebbüsünde bulunan ve yine 15 Temmuz’da, çukur terörlerinde, her türlü Türkiye’ye karşı saldırıda destek verdiği için yargılanan bir şahsın salıverilmesini istemek elbette bir yaptırımı gerektirir. Bu çerçevede kalkıp Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanının, cumhurbaşkanının bu ülkede istenmeyen kişi olduğunu birileri söylesin, demokrasiyle bu da kabul edilsin, evveli kabul olsun. Diğer taraftan da demokratik seçilmiş bir başbakan, bir hükümet, bir cumhurbaşkanı bu ülkenin iç hukukuna karışanları da istenmeyen adam ilan edemesin. Bunun kabulü mümkün değil. Onun için Türkiye Cumhuriyeti’nde görev yapan bütün büyükelçiler bilmelidir ki bu ülke hukukuna herkes saygı duyacak ve sefaretin dışına çıkmaları halinde büyükelçilik görevinin dışında, bu ülkenin iç hukukuna müdahale etmeleri halinde nasıl bir yanıt alabileceklerini görmelidirler. Biz de bu kararı alırken elbette zaten uluslararası sözleşmeler çerçevesinde yine Cenevre Konvansiyonu, Viyana Sözleşmesi ve teamüller çerçevesinde, bütün dünya ülkelerinin uygulamaları çerçevende adımlarımızı atıyoruz. Ve milletimizin bizden beklediği o kararın alınmasını da bütün dünyaya göstereceğiz” dedi.